avlunun göbeğinde bir masa,üstünde gölgeli bir fincan.bakır cezveden taşan zaman,taş duvarlara sinmiş sırlar gibi.her yudumda bir ipek yolculuğu,her nefeste ege’den esen bir yalnızlık.ne acele var,ne de beklenen biri...sadece sen, kahve,ve hanın yüzlerce yıllık sessiz şarkısı.