deniz, kum, güneş, bir de içecek bir şey…

bi' kahve

(bkz: anneanne evindeki 30 kiloluk beton yorgan)

an

alışveriş: 0 kahve: 1

günümü güzelleştiren…

aşık olduğu eşyalara bağlılık deyince ben,kaybedip tekrar aynısını almak.

yeni başladığım iş yerinde masadaki kalemin arka kapağından buğday gibi bir şey çıktı,umarım okunmuş falandır.

yeni başlangıcın ilk kahvesi, üstelik sübliminal mesajı da var.

mola

yine nefesleri tuttuk

kendinize küçük hediyeler alın, kibrit çöpü bilezikler gibi…

aşure zamanı

beyaz kayalar koyu

deniz kum güneş

yine bir gün maç seyrediyorum

kahve zamanı

doğum günüm için kendime alacağım hediyelere karar vermeye çalışırken son doğum günümden bu yana kendime hediye ettiğim pırlanta küpelere bakıp ne kadar zevkliyim diyorum.

benim için kahvaltının anlamı olabilir, çeşit çeşit peynir eşittir kahvaltı.

beğendiği şeylerin 3,5,11.. rengini alırken ben…birinin dumanı üzerinde… her iki modelden toplam 3 etikete henüz ulaşamadım. . jean almaya bir süre -dayanabilirsem- ara versem olur sanki.

beğendiği şeylerin 3,5,11.. rengini alırken ben…ortalığı toparlarken buldum, her iki modelden de ikişer adet etiket eksik. jean almaya bir süre -dayanabilirsem- ara versem olur sanki.

bir veda hediyesi olarak çeyrek altın…yol ayrımı.

kahvenin en keyifli hali, kendim yapmadığım hali.

yazmamış bişi

badem sütlü double kahve, kendime.

birtakım vedalar ediliyor.

canım yaz,bugünden itibaren dakika dakika azalıyor olman beni üzüyor.

en sevdiğim öğün

erken biten gün